"Dünya bir nefestir..." dedi güleç yüzünde kocaman hüzün, kaz ayaklarında okyanuslar kadar gözyaşı gizleyen kadın. Evet, evet bugün onun günüydü. Somut olarak ağlamıyordu fakat görebiliyordum usul usul kalbinden dökülen yaşları. Kalbi koca bir iyilik denizini andıran kadın varlığına adanmış bu özel günde dahi ağlıyordu zannımca.
Burnumun direği sızlıyordu çaresizliğine, kimsesizliğine, kaderine teslim oluşuna...
Lakin nasıl yüce, nasıl bilge, nasıl asil bir ruha sahipse artık son derece tevazu içerisinde içinde bulunduğu müphem durum karşısında bile şükürler sıralıyordu ardı ardına. Bu denli zarif bir varlık karşısında nasıl hayranlık duymasın, nasıl utanç duymasın ki insan?